12.10.2013

Havadan sudan işte yine bir cumartesi: Duygular, aşk, doğa, güneş ve Mudralar

Siz mutluluğu nasıl algılarsınız? Biz burada çok basit nedenlere bağlı olarak algılamaya başladık.
Mesela hava güneşliyse çocuklar gibi seviniyoruz, o andan itibaren çok mutluyuz.
Trimurti Garden'da o gün çikolatalı kek yapıldıysa bizden mutlusu yok.
Çay yapacak sıcak su makinanız bozulursa karalar bağlayıp böğüre böğüre ağlayabilir, karanlık yağmurlu bir güne uyanıp dünyanın en depresif insanı gibi hissederken  1 saat sonra çıkan güneşin altında kendinizi kahkahalar atıyorken bulabilirsiniz. Bazen bir bakarsınız kahkahanıza bulutlar da eşlik ediyor.

Burada mutluluk ve mutsuzluk arasına o kadar keskin bir çizgi giriyor ki sanki çocukluğumuza dönmüşüz. Bir an çocuklar gibi şeniz, bir anda da bir çocuk gibi dünyamız yıkılabiliyor. Sanki ruh halimiz çok temel olaylara bağlandı, havadan yemekten ve içmekten başka bir şey bizim ruh halimizi etkilemiyor, çünkü aklımıza gelmiyor. Herşey basit ve çok net. Duygular basitleştikçe enteresan bir saflık hali yaşanıyor.



Bu saflık halinde dağın zirvesindeki bulutlara, veya yürürken hep aynı kayanın üzerinde gördüğünüz zümrüt rengi böceğe, köy yolunda giderken orman tarafında karşınıza çıkan toplu flört halindeki bir grup tavuğa, burada başta ön yargıyla yaklaştığınız sonra da fanatiği olduğunuz hatta kursuna gitmeyi düşündüğünüz her yerden tarif almaya çalıştığınız hint yemeklerine, en başta çapati ve naana, sabah uyandığınızda oda kapısını açar açmaz size günaydın diyen gökyüzüne veya akşamları hadi artık uyuma zamanı biz buradayız diyerek  öpücükler yollayan ışıl ışıl yıldızlara, ağaçlara, koyunlara veya ineklere aşık olabilir, aşkınızdan gözleriniz dolabilir, kalbinizin beyninize ilettiği yoğun mesajlar yüzünden kendinizden geçebilirsiniz. İşte basit nedenlere bağlı mutluluğıumun ve mutsuzluğumun geçiciliğinin komedisi bir yana, yaşadığınız aşkın ne kadar kalıcı olduğuna şaşırabilirsiniz.

Bugün de yağmurlu depresif bir güne uyandım. Yıkandım, giyindim ve her zaman ki gibi sabah 07:00'de yoga şalamıza geçtim. Bugün partner yoga varmış. Gökyüzüne bozuk olduğumdan yüzüm gülmedi. Rutin 09:00 kahvaltımızı yapıp yağan yağmurun altında yürüyerek misafirhanemizdeki odama geçtim. Bir sonraki felsefe dersi için çıktığımda güneş bana gülümsüyordu.Ben de ona cevaben kahkahalar atarak Trimurti Garden'daki şalamıza gittim ve gördüm ki kapının hemen karşısında bulunan işte bu kayanın üzerinde hocamız Yogesh ve diğer öğrenciler fotoğraf çektiriyor. Hemen ben de atladım tabii bu güzel anı kaçırmak istemedim.
Profesyonel hayatıma ilk adımımı böyle mükemmel hocalarla birlikte attığım için ne kadar şanslıyım. Her zaman iyi ki Trimurti Yoga'yı seçtim diyorum. Tamam günde 10 saat mat üzerindeyiz, 6 saati garanti aktif olarak yoga yapıyoruz, ama bir yandan Yogesh gibi değerli hocalardan da her gün 2-4 saat arası çok enteresan konularda workshoplar alıyoruz. Yogesh aynı zamanda spiritüel danışman ve gerçekten içi dışı bir dünyalar tatlısı bir insan. Bu akşam hepimiz için kendi yaptığı şahane hint yemeklerinden bir ziyafet verdi. Ben de jest olarak bulaşıkları yıkamak istedim, bir kaç arkadaş paylaştık doğrusu, hepimizin ortak esprisi "annem şu anı görse mutluluktan ağlar" şeklindeydi. 
Neyse Yogesh bize hatha yoga, yoga teorisi ve felsefesini öğretiyor, arada adjustment dediğimiz duruş düzenleyici dersler de veriyor. For example :)

Ama Yogesh'in özellikle teori dersleri inanılmaz kaliteli, her biri yüzlerce dolarlık workshoplara bedel bence. 
Bugün dedim ya bir anda mutlu oluverdik, hadi dedi o zaman kurulun kayalara dersimizi bahçemizde yapalım. Bahçe dediğiniz bir tarafı yamaç, köy yolu-orman, bir tarafı dağların zirveleri, güneş dağda daha bir etkili hissediliyor tabii. Ayakkabılarımı çoraplarımı çıkarttım, üstümde atletim ve taytım kalana soyundum, taytımı dizlerime kadar kaldırdım, geçtim güneşim altına keyifli keyifli dersimizi dinlemeye başladım. Kulağım hocamda, yüzümü güneşe döndürüp gözlerimi kapatarak bu muhteşem dersin ve anımın keyfini çıkarttım.
Yogesh, dışarı çıkardığı beyaz tahtanın üzerine kocama harflerle MUDRA yazdı ama konuyu bambaşka bir şeyle açtı. 

Bir anda "vermek" üzerine konuşmaya başladık. Vermek kaynaklarımızı paylaşmak.. En basiti maddi kaynaklardan, en değerlisi varlığımızı verebilmeye kadar giden bir yol. Varlığımızı vermek uğruna fena edilecek bir yaşam anlamında değil, mevcudiyetimiz anlamında. Çünkü mevcudiyet içindeki farkındalık paylaşıldığı zaman, varlık düzeyinizi eşitliyorsunuz. Bu düzeyi aynı coşku içinde yaşayarak birliğe kavuşuyorsunuz. İşte bunları anlatırken Yogesh, bir yandan güneş de bana mevcudiyetini sunmuştu. Coşkusunu benimle paylaşmayı lütfetmişti.  

Ve o an güneş bedenimi okşayarak coşkusunu benimle paylaşırken, ben de kendisine hürmetlerimi sunmak için bu anı sembolik olarak bedenimde kalıcı hale getirmeye karar verdim.Yarın bir güneş ve bir de aya sahip olacağım, dişil yanıma bir güneş, eril yanıma da bir ay hediye edeceğim. Neden mi bahsediyorum, süpriz olsun fotoğraflarını çekip göstereyim. 

Sonra konumuz olan Mudralar'a giriş yaptık. Mudra Hinduizm ve Budizm'de kullanılan sembolik jestler, Sanskritçe'de enerji mührü olarak geçiyor. Hint danslarında da, kung fu' da da mudaralar var, aynı şekilde Hatha Yoga da mudralardan faydalanıyor. Hatha Yoga Tantrik felsefeden geliyor ve Tantrik felsefe özünde 108 mudra var.

İlk mudra dersimizi çok temel olarak aldık. Her parmak bir elementi temsil ediyor. Ve jestler aracılığıyla bu elementler pranayama desteği ile yapılan meditasyonda beden içinde harekete geçiriliyor. Örnek vermem gerekirse zayıflamak isteyen biri bedenindeki toprak elementini düşürmeli. Toprak elementi yüzük parmağa denk geliyor. Baş parmağın yüzük parmağa değmesi bu elementi bedende arttırırken, bağ parmağın yüzük parmağa baskı yapması elementi düşürüyor. Böylece kilo kaybı yaşanıyor. Yalnız düzenli egzersiz çok önemli, metabolizmanızı bu şekilde hızlandırıp kilo vermek için en az 45 dakikalık düzenli mudra meditasyonları uygulamanız lazım. 
İki elinizi birden kullanmayı unutmayın. Bundan başka örnek olarak beyin kapasitesini arttırmak isteyen hava elementi olan işaret parmağını ateş elementi olan baş parmağına değdirerek aktif hale getirebilir veya astımı-klostrofobisi olan biri orta parmağını baş parmağına değdirerek mudra meditasyonları yapabilir. Burada sistem baş parmağın ateş olarak diğer elementi aktif etmesi veya bastırarak aktivitelerini azaltması yönünde işliyor.
İşte benim cumartesi günüm böyle güzel öğretilerle başlarken, 12'den sonra sevgili hocamız Karo'nun bize cumartesi jesti ile tanıdığı serbest zaman sayesinde mutlulukla kendimizi Mcleod'a alışveriş yapmaya atmamızla devam etti. Sonra da  akşam Yogesh'in güzel yemek ziyafetiyle devam etti. Odamda şu an saat 02:00 ve güneyden gelen fırtına hafiften kendini hissettirmeye başladı. Bir an camlar kırılacak zannettim. Öğrendiğimize göre gökkubbe bu hafta bizi zorlayacak. Bakalım neler yaşayacağız :)
Herkese sevgiler. Güneş-ay olayını çözen varsa haber beklerim, facebooktan yazabilirsiniz. Yoksa zaten bir kaç güne kalmaz ben ifşa ederim. İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder