8.10.2013

Farkında Abla: Himalayalarda

Siz Farkında Abla'yı tanır mısınız? Ben çok sevdiğim arkadaşım Bahadır vasıtasıyla tanıştım. Bahadır, aynı kendisi gibi benim de Secret tarzı veya Melekler Yanınızda ... bla bla - ha öyle mi bilmiyorduk iyi ki söylediniz diyesim geliyor kusura bakmayın- neyse işte bunlar gibi türlü kolayından aydınlığa kavuşturmayı vaadeden  kitaplara karşı  alerjim olduğunu bildiğinden benzeri bir kitap olarak algılamamam için bana bu kitabı aynen şöyle tarif etti: Bridget Jones düşün hatun depresyona giriyor ve bir anda birbirinden ilginç spirituel workshoplara, kurslara ve hatta seyahatlere gitmeye başlıyor, sonra da bunları yazıyor demişti. Spiritüelliğinden hemen gıcık kapma, çok komik kadının anlatımı ve gerçekten maceradan maceraya koşuyor, sen al sadece eğlenmek için oku dedi. Bir de yazarı Isabel Losada'nın İngiliz olduğunu söyleyince, peki o zaman dedim 5-6 yıldan fazla süredir uzak durduğum kişisel gelişim reyonundan aldım kitabı ve sonra da çok sevdim Farkında Ablayı ve tüm seriyi bir çırpıda zevkle bitirdim.
Ya işte ben bu kitabı ve serisini galiba geçen sene okudum, uzun zamandır aklımda değildi. Ama 20 gündür yaşadıklarım kendimi Farkında Abla gibi hissettirmeye başlayınca ben de bu kitaptan bahsederek yazımı açtım. İnanın çok keyifli bir kitap, canı bu aralar sıkılan herkese tavsiye ederim, bir şey beklemeyin sadece eğlenmek için okuyun, bu arada dünyadaki son moda tüm New Age yaklaşımlar da bir sıra veriliyor kitapta ilgisi olanlar için.
Buraya gelmeden önce çevremden çok kişi bana çok büyülü bir maceraya çıktığımı ve kim bilir manevi dünyamda ne kadar büyük gelişim ve değişim olacağımı söyleyip duruyordu.  Ben de sürekli spiritüel bir arayışta olmadığımı tek derdimin yogada profesyonelliğe adım atmak ve mümkünse gideceğim yerde bulabilirsem masaj terapisi olacağını söylüyordum. Kalbim tamamen değişik ruhsal deneyimlere kapalıydı, inanın mantra bile söylemeyeceğime dair kurs yönetimiyle anlaşmıştık. Anlayacağınız o derece bu konular ilgi alanım dışındaydı. Çok küçük yaşlarda bu yollara merak sarıp hevesimi almış ve kendimi erken emekli etmiştim, artık o taraflarda işim yoktu.
Ama bu asla yıkılmayacağına inandığım duvarlarımı 15 gün sağlam tutabildim. Çünkü burası "incredible India" ve ben yoga yapıyorum. Ve burada dağın tepesinde ormanın içinde bir bilinmezde ne seçenekler var tahmin bile edemezsiniz.  Ne oldu, tamamen istem dışı yavaş yavaş çiçek gibi açılmaya başladım. Bu zevkli süreç içinde artık Farkında Abla gibi hissetmeye başladım. Önüme çıkan her türlü çılgın mistik alternatife atlıyorum. Ve aynı Farkında Abla gibi ben de çok eğleniyorum.
Bu yakışıklı Tibetli alternatif tıp doktorum. Burada Medizinkha adında bir Tibet hastanesi var, kendisi de bu hastanenin tek doktoru. Doktorumuz iki konuda konsultasyon yapıyor: 1. genel sağlığınız 2. astrolojik haritanız. Ben genel sağlığım için kendisiyle görüştüm. Bana labaratuvar veya röntgen tarzı bir yaklaşımları olmadığını direk nabız yoluyla benim durumumu aydınlığa kavuşturacağını söyledi. Muayenesinden sonra anladık ki benim rüzgarımda bir dengesizlik varmış. Soğuk ve sıcak rüzgarımı bir dengeye kavuşturmamız gerekiyormuş. 4 tane ilaç yazdı, yine aynı hastaneden alıyorsunuz, çiğneme hapları ve bir de masaj yağı verdi. Alternatif tıp hastanesinin tabii ki alternatif tıp eczanesi var. İlaçları aldım, ama dürüst olucam kullanmaya cesaret edemedim. Tatları da biraz kötüymüş, çiğnemek de lazım. Bilmiyorum şu an kutularında duruyorlar ama yağ güzel banyo sonrası yogaya hazırlık amaçlı iyi geliyor.
Bu fıstık da Gita..Kişisel sayfamdan takip eden varsa Gita beni geçen gün Hint düğününe süslemişti.  Mcleod'da kaldığım günün ertesi günü bir başka Hintli bayandan işkence gibi geçen bir masaj terapisi aldıktan sonra Gita ile Bhagsu'da tanıştım. Eşiyle beraber Hindistan'ı dolaşıyor ve masaj yaparak gezi masraflarını çıkarıyor. Gita aslında doktor ve uzun yıllar Delhi'de yaşamış, eşiyle tanışıp evlendikten sonra kafayı kırıp böyle bir hayata geçmeye karar vermişler. 3 yıldır Hindistan'ı dolaşıyorlarmış, beğendikleri yerde kalıp spa merkezi açıyorlar. Biz pek bir anlaştık kendisiyle her hafta ayurvedik masaja gidiyorum hem çok tatlı hem de çok yeteneklidir kendisi.
İşte okulumuzun karizmatik Yoga Teorisi ve Felsefesi hocalarından Yogesh.  Adı Yoganın Lordu anlamına geliyormuş ve kendisi bu adı 3 yaşında seçmiş. İnanılmaz bilgili biri aynı zamanda spiritüel koçluk yapıyor. Farkında mısınız? Yavaş yavaş çıtayı yükseltiyorum. Geçen hafta Yogesh'ten çakra terapisi aldım. Çakralar bedendeki enerji merkezlerimiz, burada tekerlek olarak da geçiyor. Yogesh terapi boyunca çakralarımı dengeledi ve tıkalı kanallarımı açtı. Yanlız manipura çakramda yani göbek üzerindeki sarı renkli çakramda fazla enerji birikimi ve boğaz-tiroid çakramda tıkanıklık varmış. Mavi gökyüzüne bakmamı, gün doğumunu ve gün batımını izlememi tavsiye etti. Aksesuar olarak kullanabileceğim bazı taş isimlerini yazdı, yine çakraların dengelenmesinde yardımcı olacakmış.Yogada hangi çakralar için hangi pozisyonlar ve nasıl beslenmeli zaten kendisinden öğreniyoruz. Ey incredible India, çakralarımı da açtırttın ya bana. Hele bugün Yogesh'in göbek çakramla ilgili verdiği güzel tavsiyeye ne demeli.
Şimdi bundan sonra anlatacaklarıma hazır olun. Ama ilk biraz tanıtım yapayım. Bu aşağıdaki 3 güzel kadını anlatayım. Ortada Trimurti Yoga'nın kurucusu ve muhteşem eğitmenimiz Karo, yanındaki lokum Hintli bayan Meera, diğer fıstık da yoga eğitmenlerimizden Chantel . Chantel bana aroma terapi yaptı geçtiğimiz hafta. Kendisi Avusturalyalı, Amerika'dan dehşet bir aroma terapi seti almış. Aromalar 3 gün boyunca cildim tarafından emildi, bütün ağrılarımı aldı, sindirim sistemimi inanılmaz düzenledi, en güzeli de saçımda ve cildimde birbirinden harika kokular bıraktı.
Esas konuma yavaş yavaş bir geçiş yaparak size  Meera'dan bahsedeceğim.
Meera Osho topluluğunda bildiğiniz ünlü Osho ile  büyümüş. Şimdi Almanya'da yaşıyor, burada meditasyon derslerimize giriyor ve bize çok farklı deneyimler yaşatıyor. Ben 2 yıldır meditasyon yapamıyordum, zihnim maalesef bana hiç rahat vermiyordu düşünceler, planlar, hatta gülmem geliyordu. Resmen unutmuştum nasıl rahatlatıcı bir deneyim olduğunu. Nihayet burada meditasyon yapabilir günlerime geri döndüm. O kadar çok etken bir arada ki, dağ, orman, yogi diyeti, alkol yok, sigara yok, her daim yoga aktivitesi içinde olmak... Tabii bu kadar arındırıcı bir ortam ve koşul içinde beyin rahatlıyor. Ama Meera'nın geçen hafta aramıza katılışıyla ben deki son kaleler de yıkıldı. İki deneyim yaşadım. Beni o kadar etkiledi ki özellikle paylaşmak istedim.


 Meera trans yolu ile bir takım özel çalışmalar yapıyor. Ben bir rüya manyağı olduğumdan- şöyle söyleyeyim 4 yıldır düzenli olmasa da sıklıkla rüyalarımı kaydediyorum- kendisi ile bir "dream-session" yapmak istedim. Burada çok sık gördüğüm tekrar eden rüyalarla ilgili sormak istediğim şeyler vardı. Cevabını aradığım sorularım vardı. Terapi çalışmamızda  sadece bir rüyaya konsantre olmamı istedi ve beni yarı-trans haline sokarak 1 hafta önce gördüğüm rüyaya geri gönderdi. Tamamen birebir aynısı olmasa da parça parça görüntüler geldi ve bir anda bilincim ile bilinçaltım arasında muhteşem bir diyolog başladı. Bana başında yaşayacağım bu spiritüel deneyim karşısında inanılmaz derecede etkileneceğim konusunda uyarmıştı ama bu kadarını hiç beklemiyordum doğrusu. Şok oldum. Bir rüyanın içinde bu kadar mı muhteşem mesajlar saklı olur. Aradığım bir çok konuya cevap bulduğum gibi sevgiyi ve gücü de basit bir rüyanın içinde buldum. Beni çok etkileyen, dönüştüren ve bundan sonra vereceğim kararları yönlendiren bir çalışma oldu.
İlk kararımı buradaki chanting yani mantra okuyarak şarkı söyleme derslerine katılarak verdim. Çünkü şunu anladım, Tanrı her yerde olduğu gibi insanların yarattığı binlerce yıllık halk hikayelerinde de saklı olabilir. Bu hikayeleri gerçekten inanarak ve mutlulukla okuyan insanlara saygı duymak ve onlara eşlik etmek inancımızı zedelemez. Basit gibi görünen ama benim için bir tabu olan bu adım bile beni çok rahatlattı.
Meera ile gerçekleştirdiğim bu dönüştürücü seansın ertesinde dün bir de bize toplu meditasyon yaptı ki işte bu beni fena çarptı. Öğrendim ki solum kadın sağım erkek. Sadece benim değil hepimizin öyle.
Buraya kadar normal. Bir trans-dans eşliğinde bu kadınla erkeği uyandırdık. Sonra da sevmeye çalıştık. Solum sevgiye hasret, sağımsa pek bir yabani idi. Pek anlayamadım. Sonra kendisiyle tanıştım da hani kendimden  utandım. Bildiğiniz, homo-erectus yani maymun-insan evriminde ilk dik duranlardan. Şok oldum. Yabani de bu kadarını beklemiyordum. Kadın derseniz o da başka bir uç Mucha kadınlarını bilir misiniz? Hani Art Nouveau stilinin narin ve süslü güzelleri.
Ben bu kadınları yıllardır pek severdim hatta ev dekorunda da çok kullanırım. Meğer içimdeki kadın da bu akımdanmış. Pek süslüydü, uzun inci kolyesi, şapkası, çiçekli elbisesi ve boyalı yüzüyle yanında homo erectus ile nasıl yaşadıklarını düşünmek dahi istemedim. Neyse ki Meera dedi ki bunlar sizin özünüz değil, sadece görüntü olan kısım, öyle sandığınız ve çevrenize de öyle gösterdiğiniz. Madem özümüzü arıyoruz biz de onları bir güzel gönderdik. Arkalarından yine farklı dünyalardan ama birbiriyle çok daha uyumlu olabilecek bir kadın ve erkek çıktı. Benim de içim rahatladı. Ben bu uygulamaya bayıldım, mutlaka meditasyonlarımda kullanacağım, ayrıntıları o yüzden bana sır kalsın :). Sadece şunu söyleyeceğim, kimi kimseyi göremedi, kimi içindeki kadın ve erkeğe çok sinirlendi, kimi annesini ve babasını gördü, kimi de birden fazla kadın ve erkekle karşılaştı. Hepsi normal hepsi bizlerin bilinçaltı.
Trimurti TTC eğitimimiz başladı başlayalı kitlenmiş durumdayım, 10 gündür ilk yazımı ancak yazabildim. Ama her gün o kadar hızlı bir yenilenme ve öğrenme süreci yaşıyorum ki. Bir yandan yogayı uygulamada ve teoride günde 10 saat ders alarak öğrenirken, bir yandan kendime ve ruhuma dair yeni şeyler öğreniyorum, öğrendikçe dönüşüyorum. İyi ki başlangıç yolum Hindistan oldu, burada bu spiritüel dünya içinde yer almaktan son derece mutluyum. Hem Hint hem Tibet kültürünün ortasında dağda orman içinde bir adı olmayan ama dünyalar tatlısı köylüleri olan bu yerde yaşadıklarımdan daha güzelini hayal bile edemezdim. Benim kafam basitti, dediğim gibi sadece yoga-masaj yeterdi. Ama plan öyle değilmiş. Meğer bana ne güzel süprizleri varmış. Ne şanslıyım, ne mutluyum. Hele ruhumun kapısını ilk aralayan dünyalar tatlısı rahibe arkadaşım Choekyi..Bundan sonra onun hikayesini anlatacağım.



4 yorum:

  1. Nasıl keyifle, nasıl imrenerek okudum yazdıklarınızı... Yolunuz açık olsun. Sık sık yazın da, meraklanmadan devamını izleyebilelim.:)

    YanıtlaSil
  2. ne güzel bir yorum beni mutlu ettiniz çok teşekkür ederim :) zevkle yazıyorum okuyanların da zevk aldığını öğrenince değmeyin keyfime :) güncellemelerim için https://www.facebook.com/sineminyogayolculugu buraya da bakabilirsiniz.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba ,
    Ben de blogum için araştırmalar yaparken yeni merak sardığım YOGA hakkında güzel bilgiler edindim sayenizde..Ve takip etmeye de devam edeceğim..
    Sevgiyle kalın..
    http://grilady.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
  4. grilady güzel yorumun için çok teşekkür ederim.sempatik bir portekiz yazı serisi başladı, bu hafta içi tamamlamaya çalışacağım, hoşuna gider umarım:) sevgiler

    YanıtlaSil